Yeniçeriler, kendilerine heybetli ve korkutucu bir görünüm versin diye başlarına bir keçe kalpak giyerler. Bu keçe kalpağın özgün adı PUSTtur. Bir dönem padişahın biri Avrupaya sefer etmeye karar vermiş. "Tiz orduyu hazır edin" buyurmuş. Vezirleri almış bir telaş! 20.000 yeniçeriye 20.000 pust nerden bulunacak?! Hemen pustların yapıldığı yer olan Bursaya haber gönderip 20.000 pust siparişi vermişler. Fakat, sipariş Bursaya ulaşana kadar, kulaktan kulağa "PUŞT"a dönüşmüş. Haberi aldığında Bursanın yöneticisi paşa çok şaşırmış, çok telaşlanmış, "Nereden bulurum 20.000 puştu" demiş.. Tüm hayıflanmalarına rağmen paşa, "ferman padişahın" deyip Bursa ve çevresinde sıkı bir çalışma yapıp 20.000 puşt toplamış İstanbula doğru yola çıkarmış. Yola çıkarmış ama haber "İstanbula Bursadan 20.000 kişilik bir asi ordusunun pay-i tahta yürüdüğü" şeklinde ulaşmış. Bunun üzerine ordu alelacele toplanıp asilerin üstüne yürümüş. Yolda karşılaşmışlar, tam cenk edecekken durum anlaşılmış. Yeniçeriler, puştlara "madem cenk etmek için gönderildiniz bizi takip edin, küffara kılıç çalalım" demişler. Böylece yeniçeriler önde puştlar arkada bir yürüyüş başlamış. Fakat, arkalarında 20.000 puştla yürüyen yeniçeriler acayip kıl olmuşlar ve iki adımda bir geri dönüp arkalarını kontrol etmeye başlamışlar. İşte ünlü "mehter yürüyüşü" de buradan çıkmış. Not : Ordunun ardından giden puştlara ne olmuş derseniz? ordu ancak bu günkü adıyla kadıköye kadar sabredebilmiş ve puştları kadıköyde bırakmışlar.. :)